
Maltepe Ofise Gelen Genç Sarışın Escort Bayan Akgün
Çağatay kardeşi Arık Böke'nin intikamını almak için geri dönmüştür.Kuzeni Seren'den Efsun ve Yamaç'ın bir ilişkisi olduğunu ve Efsun'un Yamaç'tan hamile olduğunu ve Efsun'un Yamaç ve bebeği için babaannesini öldürdüğünü öğrenir, Efsun'la yüzleşmek için onun evine gider, o sırada Çağatay'ın orda olduğunu gören Yamaç Çağatay gittikten sonra Efsun'u arar Efsun Yamaç'a Çağatay'ın geldiğini söylemez fakat o sırada Yamaç Efsun'un evindedir ve ortaya çıkar Çağatay kıskançlığı bir kez daha tetiklenir Efsun'u dinlemez öfkeyle evi terkeder. Yol üstünde Aliço'ya rastlar ve ondan Nehir'in bebeği aldırmadığını öğrenir, Nehir'in evine gider bu sırada Efsun'da Yamaç'ı takip etmektedir. Yamaç ile Nehir sarılırken görünce her şeyi yanlış anlar ve Yamaç'a olan öfkesi ile Çağatay ile yakınlaşmaya başlar. Bu durum Yamaç'ı çileden çıkarır, Selim'in öldüğü gece Akın Erdenet Yalısını taradığı zaman Efsun'da oradadır.Çağatay Selim'i öldürdükten sonra İstanbul'u terkeder. Hiçbir şey den haberi olmayan Efsun Yamaç'ı uyarmak için Koçovalı evine gider, Yamaç ona Çağatay'ın abisi Selim'i öldürdüğünü söyler. Yamaç intikam için harekete geçer ve Cengiz Erdenet'in fabrikalarını patlatır. Cengiz çok öfkelenir, Çağatay'ın annesi Olga'dan Efsun'un hamile olduğunu öğrenir ve onu Erdenet Holding'in binasında rehin alır. Cengiz Erdenet'in küçük oğlu Kulkan Erdenet'de Yamaç'tan hamile olan Nehir'i kaçırır ve Efsun ve Nehir'i rehin alır. Yamaç'a iki bilmece sorar. Efsun'un bilmecesini çözen Celasun,Meke ve Medet üçlüsü Efsun'u Mezartaşı atölyesinde kendisine yaklaşmakta olan testerelerin altında masaya bağlı bir şekilde bulurlar,üçü Efsun'u kurtarır ve güvenli evlerden birine yerleştirirler. Yamaç Efsun'un yanına koşar birbirleriyle hasret giderirler.
Farklı kullanım evreleri gösteren bu anıtsal yapı, doğu - batı yönünde uzanmaktadır. En üstteki evre BM 2 A evresi olarak tanımlanmıştır. Tabanları taş döşeli üç oda ve güneyde geniş bir avludan oluşur. Büyük bir yangın geçirmiştir. 70 kadar kafatasının bulunduğu evre bu evredir. BM 2 B evresi ise hemen altta, aynı planda olmakla birlikte biraz daha küçük ölçeklidir. BM 2 C evresi kuzey kısmı sal taşlarıyla döşeli tek ve uzun bir mekandan oluşmaktadır. Muhtemelen kuzey tarafında yine avlu vardır. Saltaşı döşemenin altında mahzen gibi dört hücre yer almaktadır. Bu hücrelerin yan duvarları yer yer düzgün, büyük taş bloklarla desteklenmiştir ve saltaşı döşeme bunların üzerine yerleştirilmiştir. Gömüt odaları olarak kullanılmış olan bu mezar odalarının her birinde farklı gömü durumları görülmektedir ki, bu durum bugüne kadar başkaca neolitik yerleşimlerde tespit edilmemiş bir durumdur.[28] Örnek olarak en batıdaki mahzen 2,00 x 1,10 metre boyutlarındadır. Kafatasları ve çeşitli kemikler bu mahzenlere, üstlerine saltaşları kapatılmadan önce döküldüğü izlenimi edinilmektedir. If you liked this article and you would certainly like to obtain even more details concerning Indies Clothe online store kindly browse through the web-page. Öyle ki altta her türlü kemik ve kemik parçaları ile dolu kalın bir dolgu oluşmaktadır. Kemiklerin çoğunun, bağ dokuları tümüyle çürüdükten sonra buraya konulduğu bellidir. Yine de tek bir ayak ve bacak birlikte bulunmuştur. Üzerindeki et henüz çürümeden buraya atıldığı anlaşılmaktadır. Bütün bu dolgu kaldırıldıktan sonra çok sayıda uzun kemiğin bir araya getirilip paketlenmiş gibi düzenli öbekler oluşturduğu görülmüştür. Bunun altında ana toprağa ulaşılmıştır. Tüm bu kemik dolgu içinde ender de olsa çift delikli silindirik boncuklar ve yine takı olarak kullanılmak için delindiği anlaşılan büyük bir deniz kabuğu çıkmıştır.[23]
Türkiye’den dönüşlerinden 1,5 ay sonra eşinin bir zencinin evine pasaport almaya gittiğini, saat 9.30’da telefon kulübesinde olmalarının istendiği, evlerinin altındaki telefon kulübesine indiklerinde eşinin telefonla görüştüğü, İstanbul’dan birisinin, ertesi gün verilen adrese gidilmesini istediklerini, bu konuları görüştükleri kişinin Mete Ağabeyleri olduğunu, Türk pasaportu olduğunu, Altan ve Serap Güler adlarına düzenlendiğini, eşinin bir arkadaşıyla birlikte sabah verilen adrese gittiğinde, içeri girdiği anda Fransa polisinin de içeri girip onu yakaladıklarını, üzerinde Hasan Kurdoğlu adına pasaport olduğunu, 3 gün sonra eve polislerin eşliğinde geldiğini, polislerin eve girişinde dolaptaki dosyayı eşi tarafından kaldırmasını istediğini ve dolapta 2 ci bir kazağın altına koyduğunu ve dosyayı bulamadıklarını, kocasının fotoğraf makinasını, silahını, kendisinin ve çocuklarının pasaportunu aldıklarını, kendi pasaportlarının Meral Kurdoğlu adına olduğunu, o dosyada eşinin yapacağı bir olaya ait şema varmış, beyaz saçlı ve İsviçre’de ikamet eden bir kişinin resmi bulunduğunu, eşinin kendisine Fransa’yı hemen terk etmesini söylediğini, onun da İstanbul’dan telefonla görüşme yapması için birinin kendisine geldiğini, yine telefon kulübesine indiğinde Mete Ağabeyinin "Meral hanım sizin Fransa’da kalmanız gerekiyor, çünkü eşinizle irtibat kuracak kimse sadece sizsiniz" dediğini, bu konuda eşinin komploya gittiğini, eşinin kendisine Türkiye’de görüştüğü kimselerle veyahut devamlı görüştüğü kimsenin yaptığı bir oyun olduğunu söylediğini, İsviçrede’de aynı şekilde suçlamada bulunulduğunu, İsviçre’deki olayda Nevzat ve Şeref Benli isimli kişilerin bulunduğunu, Nevzat’ın soyadını bilmediğini, İsviçre’de 15 yıl ceza verilmiş, 1,5 yıl yattıktan sonra kendisini görmeye gittiğini ve kendisi döndükten bir ay sonra bunların cezaevinden mutfak kapısından çıktıklarını (anahtarın eşine verildiğini), cezaevinden çıktığında yanlış arabaya bindiğini, cezaevi görevlisinin arabasına binmiş, görevlinin de eşini bıraktığını, cezaevinden çıktıktan sonra Fransa’ya yanlarına geltiğini ve 20 gün bir evde kaldığını, Türkiye’den gelen bir pasaport ile ve eşinin yeşil renkli bir takım elbise giymesinin istendiğini ve 1990 yılı Nisan ayında Türkiye’ye döndüğünü, kendisinin eşini o sürede göremediğini, eşi döndükten sonra 20 gün sonra kızlarıyla birlikte kendisinin de arabayla Türkiye’ye döndüklerini, eşinin Levent’te kiraladığı mobilyalı bir eve gittiklerini, İstanbul’a kendi adıyla Meral Çatlı olarak gittiğini, eşinden öğrendiğine göre Türkiye’den gelen dosyasında veyahut herhangi bir şeyde Abdullah Çatlı’nın Hasan Kurdoğlu olduğunu bildirdiklerini, eşinin gerçek kimliğini kabul etmek zorunda kaldığını, o evde bir hafta kaldıklarını ve sonra Bahçelievler’de kiraladıkları bir eve taşındıklarını ve eşinin ticarete başladığını belirtmiştir.(Ek:176)